Yazı yazıyorum bazen açıp bilgisayarı veya elime iki üç karalama kağıdı alıp kapatıyorum kulaklarımı, hiçbir ses duymamak sadece ama sadece yazıya odaklanmak için. Sonra parlayıveriyor ışık gözüme… Ben, ben unutuyorum bazen ne yaptığımı, evet yine unutmuştum, kaç saat olmuştu yazmaya başlayalı, ne ara hava kararmış ve ben ışığı açmıştım? Hiçbir fikrim yok… Duvarlara uzunca bakmışım, hatta sıkılmışım renklerinden. Ne yapmam gerekli? Yeni bir renkle mi süslemeliydim duvarları? Peki, neden? Yine sıkılmayacak mıydım? Bilmem, belki bu sefer sıkılmam. Ama bu sefer öyle bir renk olmalı ki çok sevmeliyim. Belki mavi… Hani baktığında sevdiğin kızın gözlerini hatırlatırcasına mavi, yahut daha dün gezdiğin sahilin mavisi. Bir şeyler hatırlatmalı o mavi bana, beni mutlu etmeli. Ya sıkılırsam maviden yada daha önceden boyadıysam maviye duvarı ve üstüne başka renkler de sürmüşsem. Yok mavi olmasın. İlk aklıma o geldiğine göre kesin önceden boyamışımdır o renge ben duvarları. En iyisi siyah olsun, sı...