Ana içeriğe atla

Çember Genişliyor!

Bir çember daralırken aynı zamanda nasıl genişliyor hissi verebilir? Aynı anda genişlerken nasıl daralıyor olabilir?

Cevap veriyorum: Teknoloji ile.

Yaşadığımız her dakikanın içinde olmak isteyen bir teknoloji ile. Aldığımız nefesi dahi takip etmek isteyen, attığımız her adıma şahit olmak isteyen bir teknoloji ile. Sloganları ise oldukça cezbedici; "Paylaşmak Önemsemektir".

Sevmediği bir işe sahip olan Emma Watson (Mae), The Circle (aynı zamanda filmin adı) şirketinde çalışan arkadaşı sayesinde orada işe girer. Bu iş yeni bir dünya demektir. Daha canlı, sosyal, büyük bir dünya. Mae'i cezbeden, sürekli içine çeken bir dünya. Aslında film tanıtmıyorum. Hayatımıza girmesi muhtemel bir teknolojiden bahsediyorum. Black Mirror bölümü gibi izleyebilirsiniz. Onun kadar kaliteli olmasa da...




Veyahut okuyabilirsiniz. Çünkü film bir kitap uyarlaması. Hatta ben okumanızı tavsiye ediyorum. Ütopyalara ve distopyalara meraklı olanlar kitabı okusunlar, ardından filmi izlemek isterlerse merak edip izlesinler. Genelde olduğu gibi kitap, filminden daha kaliteli. Ayrıca akıcı ve merak uyandırıcı bir şekilde ilerliyor. Yazarı Dave Eggers'in başka romanlarını da alma hissi uyandırdı bende.

Size burada duymaya alıştığınız, elektronik eşyaların yaşatabilecekleri tehlikeleri anlatmayacağım. Bizi dinliyor olabileceklerini, gözetliyor olduklarını, tercihlerimize karışıyor olmalarını, tüketime sevk etmelerini anlatmayacağım. Bildiğiniz şeyler. Kitapta, bütün bunların denetiminin son noktaya ulaştığı yani çemberin kapandığı zaman neler olabileceğini, nasıl bir dünyanın insanları olabileceğimizi aktarmaya çalışmış yazar.



(Person of İnterest dizisi insanların izlenmesi ve kameraların gücü hakkında size aksiyon dolu bölümler izlettirebilir.) 

Kitabın kapağı ve The Circle şirketinin sembolü:



Ortasında yer alan "C" harfi bir yuvarlak oluşturacak kadar birbirine yakın tasarlanmış. Çemberin tamamlanması demek gizlilik diye bir kavramın olmaması demek. Her şey şeffaf, her yer şeffaf. Şirket, gözden kaçan her bilginin, erişilemeyen her şeyin bizi mükemmeliyetten uzaklaştırdığını düşünmekte.


"SIR YANILTIR
SEVEN İNSAN PAYLAŞIR
MAHREMİYET HIRSIZLIKTIR"


"Saklanan bir sır iki sonuç doğurur. Birincisi, suça zemin hazırlar. Yaptıklarımızdan sorumlu tutulamayacağımızda daha kötü şeyler yaparız. Malumun ilamı. İkincisi, spekülasyonu körükler. Bizden neyin saklanmakta olduğunu bilmediğimiz zaman kendimizce tahminler yürütür, cevaplar uydururuz.

...Bir sevdiğimize ulaşamadığımızda kuruntuya kapılırız. Panikleriz. Nerede olabileceğine dair hikayeler uydururuz...

İki kişinin fısıldaştığını gördüğümüzde endişelenir, kendimizi tehlikede hisseder, o iki kişinin korkunç şeyler söylediğini hayal ederiz. Konunun bizimle alakalı ve çok feci olduğu vehmine kapılırız." (Dave Eggers, Çember, s. 300-301, Ocak 2017, İstanbul)

Siyasetçiler, haberciler, satıcılar kısacası her insan şeffaflık kurallarına uyarsa, Çember Şirketi'nin uygulamalarına ve icatlarına kendini bırakırsa suçtan arınmış, daha mutlu bir dünya olabileceğine inanıyor, Çember yaratıcıları. Peki sizce de böyle mi? Çemberin kapanması demek, ne demek?



#Kitabı 493 sayfa. Filmde aktarılanlarla kitapta olan bazı şeyler çok farklılık gösterebiliyor.

Fotoğraflar ve Resimler:
1- https://the1a.org
2- https://www.frmtr.com
3- http://www.sinematopya.com




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başarıda Şans mı Çalışmak mı Daha Etkili?

Az sonra okuyacağınız yazı, 2012  yılında sınıfımızda yapılan bir münazara yarışması için hazırladığım bir yazıdır. Münazara tartışma konusu "Başarı da şans mı çalışmak mı daha etkilidir?" .       Benim başında olduğum grubun savunduğu görüş şansın daha etkili olduğunu savunacaktı. Öğretmenimiz bana bunu savunmam gerektiğini söylediğinde "kesin yenildik" dedim. Çünkü inancım çalışmaktan yanaydı. Çalışmak konusunda daha ikna edici deliller bulabilirdim. Tabi bana düşen konuyu araştırmaya başlayınca konu hakkında daha çok düşünme imkanı buldum:       "Şansın sözlük anlamı talih, dil derneğine göre ise rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç. Günlük hayatta da çok kullandığımız bir kelime.       Konumuz bugün 'başarıda şans mı çalışmak mı etkili?'. Biz doğaüstü güç olan şanstan yanayız.       Aslında hayatımızı belirleyen en önemli unsurlardan biri şanstır denebilir. Günlük hayatta

Beylikler #3 - Germiyanoğulları Beyliği Tarihi

Adının Menşei              On üçüncü yüzyılın sonlarında Kütahya çevresinde kurulan bu beyliğin adı konusunda başlangıçta Kirman mı yoksa Germiyan mı olduğu şeklinde bir okuma farklılığı ortaya çıkmışsa da, sonradan Germiyan olduğu kesinleşmiştir. [1]              Farsça kökenli bir kelime olan “Germiyan”, Türk topluluklarından bir aşiretin adı olarak kullanılmıştır. [2] Germiyan aşiretinin adı genellikle kaynaklarda “Etrak-i Germiyan” [3] veya “Türkan-ı Germiyan” şeklinde geçmektedir. Germiyan adı bir grubun adıdır ve başka beyliklerde görüldüğü gibi grubun(beyliğin) başındaki yönetici ailenin adı değildir. Germiyan Türkleri bu ismi Malatya çevresinde oturmuş oldukları aynı adla anılan bir yer adından almışlardır. Zira Selçuklu devrinde, Malatya yöresinde bir yer “Germiyan” adıyla anılmaktaydı. [4] Germiyan, Türk aşiretlerinden bir aşiretin adı iken sonradan beyliğin ve ailenin adı olmuştur. [5]              Ancak Germiyan beyliğinin kökeni mevzusunda bir ba

Kütüphaneden #4 - H. C. Armstrong - Bozkurt: Ama Nasıl Bozkurt

Kısa Kitap Tanıtımı:       Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde doğduğu çevreden Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan zamanı anlatırken ikinci bölümün sonu da Samsun’a gitmeden önce son buluyor. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde Birinci Dünya Savaşı sonundan başlayarak, Kurtuluş Savaşı ve modern Türkiye’nin inşası için yaptığı çalışmaları anlatarak kitabını sonlandırmış.       Biyografi türündeki kitabın orijinal adı Grey Wolf ’tur. İlk olarak 1932 yılında yayınlandı. Atatürk’ün sağlığında yayınlanan ilk Atatürk biyografisidir. Ancak kitabın yurda girişi Bakanlar Kurulu kararınca yasaklanmıştır.       Kitabın yazarı Harold Cortenay Armstrong(1892-1943) İngiliz ordusunda yüzbaşı olarak görev almıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Yemen’de Türklerin eline esir düşerek Türkiye’ye getirildi. Savaş bitmeden kısa bir süre önce görevlilere rüşvet vererek Türkiye’den kaçmayı başardı. İngilizlerin İstanbul’u işgalinden sonra İstanbul’da görevlendirildi.  1923 yılında Türk