Yılkı Atı, Abbas Sayar’ın kısa
bir romanıdır. Defterden silinmiş, artık düşünülmeyen bir atın doğaya
bırakılması ve başından geçenler romanımızın konusu.
Öncelikle ‘Yılkı’ kelimesinin
anlamından bahsedelim. Türkçe bir kelimedir, doğaya bırakılmış at sürüsü olarak
sözlüklere yansımaktadır. Romanımızı okuyunca daha iyi anlayacağınız üzere şu
tanım daha açıklayıcı olacaktır: "Günümüzde çiftçi gibi hayvana ihtiyaç duyan
fakat hayvanı besleyebilecek maddi gücü olmayan kişiler, atlarını kendi
kendilerine yiyecek bulmaları için doğaya salarlar, sıcak mevsimde hayvana
ihtiyaç duyulduğunda yakalarlar. Fakat bu uygulamanın yapıldığı yerlerde
yabanda gezen çok at olduğundan tekrar aynı at yakalanamayabilir. Sonuçta,
ihtiyaç bir hayvan olduğundan hangi hayvanın yakalandığı önemli değildir.
Böylece at seneden seneye başka kişilerin hizmetinde de kullanılabilir."
Amacım özet çıkarmak değil kitaba
karşı merak uyandırmaktır.
Kahramanımız Doru isimli kısrak, gençliğinde
tozu dumana katmış yaşlı bir attır. İsteyeni çokmuş ancak onu kimselere vermeyecek
bir sahibi elbette varmış. Bu karakterimiz ise Üssüğünoğlu İbrahim.
Anlayacağınız üzere bir gün Doru
kırlara bırakılır. Ancak Doru birçok kez geri gelip İbrahim’in kapısına dayanır.
Özgürdür artık, çalışmak zorunda değildir, tek yapması gereken yılkılıklarla
beraber dolaşmak ve yiyecek yemeğini bulmaktır. Kısaca kendi ayakları üzerinde
duracaktır artık, ancak içeride yavrusu vardı. Canını sıkan buydu. Bir anne
için kahredici bir durumdu. Bu durumu bırakalım da yazar, yılkının gözüyle bize
anlatsın:
"…Doru doyunca duygulandı.
Üşümesi kesildi. Gözlerindeki koyu siyahlığa bir hoşluk indi. Yaşamaya dört
elle sarıldı. Üssüğünoğlu’nu bağışladı kendince. Şimdi ahırın sıcaklığında
mutluluk duyup geviş getiren hayvanlara gıpta duymadı. Aksine, onları küçük,
zavallı görüyordu. Tayına acıyordu. Hem de iyisinden acıyordu. Bir kalbur
saman, bir avuç arpanın kul kölesi olacaktı ömrü boyu… Kimse “Ananın hatırı
var” demeyecekti ona… Yaa, doğrusu anasının da iyi, saygıdeğer bir hatırı vardı.
Böyle bir hatırı olduğu için ihtiyarlığında yazı yabana bırakılmıştı. Sırtında
buz oturuyordu. Yel kâfir kâfir yalıyordu karın boşluğunu. Duygulanışında
direndi. “Böylesi bin kez, yüz bin kez daha iyi. Ah, şimdi tayım yanımda
olsa..” Yeni, taze bir kişneme bıraktı ovanın boşluğuna…"
Ahırda esir olmaktansa kendi
başına, kimsenin olmayan kırlarda dolaşıp yaşamak yazara göre Doru için daha
iyi bir durumdur. Peki ya size göre? Bir at olsanız, ya da zorlamaya gerek yok,
bir insan olarak buna benzer bir özgürlük, sizi zorlayan, yaşamadığınız
deneyimleri yaşatan böyle bir özgürlük, dört duvar arasında, sıcacık
yatağınızda oturmaktan daha iyi midir?
Doru bu yaşamında yeni
arkadaşlarla tanışır. Bir sürüye dâhil olur. Başından aksiyonlu, hayatının söz
konusu olduğu geceler geçer. Sonuçta dağlarda dolanıyorsun ve dağda yaşayan tek
hayvan sen değilsin. Yırtıcılar her an tehlikeli olabilir. Ama unutma Doru,
böyle daha mutluydun. Biraz daha dayan bakalım!
Çetin geçen bu yolun sonunun iyi
olacağını hayal et ve dayan. Ummaktan vazgeçme. Kimse ummaktan vazgeçemez
zaten.
Bu eser, edebi açıdan iyi tasvir
edilmiş paragraflarla birlikte pek bir zengin. Bir kar yağışına, bu sırada içeride
ve dışarıda yaşanan iki farklı hayatın anlatıldığı bir paragrafa bakalım:
"Gayrik geri tepeleri, yaylaları
Tanrım bilir. Kar, birkaç karış tutunmuştur belkim.. Kurt, kuş donakalmıştır
yazı yabanda. Allah, fakire fukaraya acısın… Çalısı, çırpısı, tezeği olmayana
acısın… Vay mübarek kar vay… Bir düşünce kalkmak aklına gelmez. Mecali mi yok,
yoksam pek mi irahat bulur bu toprağı? Bir bulut geçse üstünden, davetçi başı
kesilir. Yığıl babam yığıl… Ne yol bırakır ne bel… Sanarsın bir dünya düz ayak
olmuş.. Köy, bir büyük mapushane… Bol bol hazının olacak. Dağ gibi yığacaksın
tezeği.. Ardı arkası kesilmeyecek sarı alafın. Her bir yön hamam. Bol yağlı
bulgur pilavı irsinden soğan, koyu tarafından ilayıklı bir çalkama.. Çal babam
kaşığı. Üstüne gözelinden bir uyku.. Gel keyfim gel…"
Yılkılık bu kış koşullarında dışarıda özgür, sahibi bu
kış koşullarında içeride mutlu. Peki, bu hikayenin kazanan tarafı kim olacak?
Yorumlar
Yorum Gönder