O TOPRAKLAR BİZİMDİ/CENGİZ DAĞCI
DİKKAT: Spoiler içerir.
Çukurca da halk Sovyet rejimi altında kolhoz idaresi ile yönetiliyordu. Halkın ektiği, sürdüğü, biçtiği ürün kendi boğazından çok kolhoz idaresiyle Sovyet rejiminin içinde eriyordu. Yani komünizmin o iddialı söylemi olan emek gözlerden uzak bir hayal olmaktan başka bir şey ifade etmiyordu.
Köy halkından Reis Bilal kolhoz reisiydi fakat daha sonra Selim adında eğitimli genç bir Çukurcalı kolhoz reisi yapılmıştı. Selim'in akıl hocası Panteley Petroviç adlı biri vardır. Panteley, Selim'e komünizmi bir halkın kendisinin kuracağına inanmadığını ve güçlü bir kişinin halkı uyutarak bu ideolojiyi halka sirayet ettireceğini savunmuştur. Bunun için de güç ve baskı lazımdır. Kolhoz bu baskının bir örneğidir. Selim ise kandırılmış bir ifade ile komünizmi halkın kendi iradesiyle kurabileceğine inanmış ve bu ideoloji ile birlikte halkın eşitlik, özgürlük kazanacağını ve gelişim göstereceğini savunmuştur. Oysa komünizm bir yalandan ibaret olup aslı güçlü Tatar halkına çok uzak bir ideolojiydi.
II. Dünya Savaşı çıkmış Selim Sovyet Ordusu'na alınmıştır. Rus Ordusu, Sovyet birliğine dayanarak pek çok milletten oluşuyordu. Bu milletleri tek bir şey araya getirmişti; inandıkları veya mecbur oldukları komünizm. Öyle ki disiplinsiz bir askeri yapı vardı ve askerliğe ve rütbeye saygı sadece bu ideoloji üzerinden işliyordu. O da zamanla yok olacaktı. Savaş ateşlendikçe, seyir ilerledikçe Sovyet çatısı altında ki Tatar ve diğer birçok millete komünizmin sirayet etmediği anlaşılacaktı. Bu ideoloji yerini kargaşaya, isyana ve eski geleneklere bırakıyordu.Hatta Sovyetler Birliği'ne karşı düşman taraf dahi destekleniyordu.
Bu süreç zarfında Kırım, Almanların eline geçmişti ve Ruslara karşı askerlik yapılması için çaba ve gayret içine giren Almanlar, Kırım Tatarlarını sahici olmayan özgürlük vaatleri ile oyalıyorlardı. Oysa bu savaş Tatarların savaşı değildi.
Sovyet rejimi içine kapanıktı ve öyle ki bundan Ruslar bile sıkılmış Kırım ve başka Sovyet hakimiyetindeki yerler Alman işgaline uğrayınca buradaki Ruslar Alman serbestisini sevmiş ve hayran kalmışlardır.
Selim savaştan kolunu kaybederek Çukurcaya geri dönmüştür. Savaşa gitmeden önce inandığı Sovyet rejimi artık onun için bir şey ifade etmiyordu. Selim, Tatar kimliğini yani özünü hatırlamıştı.
Savaş bitmiş, Kırım ve Tatarlar hem Almanların hem de Rusların mücadele alanı olmuş ve Tatarları iki tarafta yanına çekmeye çalışmıştı. Savaş sonrası Tatarların toprağını, toprak sevgisini bitiremedilerse de onları ölümle ve sürgünle o topraklardan ayırmışlardır. Oysa O Topraklar Bizimdi...
Cengiz Dağcı
GÜN OLUR ASRA BEDEL/CENGİZ AYTMATOV
Kitabın adından da anlaşılacağı gibi romanın kahramanı Yedigey Cangeldi'nin Kazangap'ın ölümü üzerine onu, Atalar Mezarlığı olan Ana-Beyit Mezarlığı'na gömmek için gittiği yol boyunca hayatını ve yolda yaşadıklarını bir güne sığdırmasıdır. Kitapta, eski Türk anane ve mitolojisine yer verilmiştir. Rusların uzay çalışmaları gibi bilim kurgu içeriği de bulunmaktadır. Kazangap'ın oğlu Sabitcan, uzay çalışmaları yürüten Rusları yeni yüzyılın ilahı olarak görürken Yedigey için ise Ruslar arkadaşını öldürmüş, sevdiği kadının avuçları içinden kaymasına sebep olmuş, güç ve baskı ürünü olmaktan başka bir şey değildir.
Kara kara dağlardan göç inende
Morlu morlu dağlardan göç inende
Panayırda beni bekleme Begimay,
Yorumlar
Yorum Gönder