Ana içeriğe atla

İngiltere'de İşçi Hareketlerinin Başlaması ve Türkiye'nin İlk Yıllarında İngiliz İşçi Partisi Üzerinden İngiltere ile İlişkiler (1825-1940)

İngiltere'nin İşçi Partisi'nin tarihine baktığımızda bu nispeten yakın bir tarihtir. Partiye giden yola kısaca bakalım.

Pek çok yerde olduğu gibi Birleşik Krallık’da da işçilerin birtakım haklar elde edebilmeleri kolay olmadı. Birleşik Krallık’da 1825 yılında işçi birliklerinin kurulmasına izin verildi. Bu izin grev yapmamak şartıyla sağlanmıştı. Ancak 1838 yılında siyasi amaçlı ilk teşebbüs gerçekleştirildi. Bu harekete “Chartism” adı verildi. İşçi liderleri, bazı radikal milletvekilleri ve birkaç aydın toplanarak “People’s Charter” denen bir beyanname hazırladılar. Amaçları, işçi sınıfına bazı hakların tanınmasıydı. Bu hareket 1848 yılına kadar devam etse de bir sonuca ulaşılamadı. İşçiler oy kullanma hakkına ancak 1867 yılında kavuşabildiler.
     
1880’de parlamentoya 11 milletvekili sokmayı başardılar. Bunu liberallerin listesinden aday göstererek başardılar. Bunu başaran birliğin adı ise “Labour Representation League”dir. Partileşmeleri ise 1887 yılında James Keir Hardie önderliğinde olmuştur. Partinin adı “Scottish Labour Party” olarak belirlendi. Keir Hardie 1892’de parlamentonun yolunu tutmuştur.


Fotoğraf Kaynak: www.una.org.uk
     
Günümüzdeki İşçi Partisi’nin temelleri ise 27 Şubat 1900’de Londra Memorial Hall’da gerçekleştirilen büyük bir toplantıyla atıldı. “Labour Representation Committee” kuruldu. 1906’da İşçi Partisi adıyla 29 milletvekili seçtirmeyi başardılar. 1910’da yapılan seçimlerde sırasıyla 40 ve 42 milletvekili parlamentoya sokmayı başardılar.
     
1918 yılına kadar İşçi Partisi, İşçi sendikalarından ve Sosyalist derneklerden kurulu bir konfederasyondan ibaretti. Yeni tüzükle fertlerin de üye olarak girebilmeleri mümkün kılınmış ve aynı zamanda kadın seçmenler için de özel kolaylıklar sağlanmıştır.
     
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan 1918 seçiminde (Coupon Election) savaş aleyhtarı işçi liderleri ağır bir hezimete uğradılar.
     
İlk defa ana muhalefet partisi olmaları ise 15 Kasım 1922’deki seçimlerde gerçekleşti. 142 milletvekili sayısına ulaştılar.
     
6 Aralık 1923 seçimlerinde 191 milletvekili çıkardılar ve Liberallerle birleşerek Muhafazakârların karşısında bir azınlık hükümeti kurdular. İşçi Partisi Lideri Ramsey MacDonald 22 Ocak 1924 - 4 Kasım 1924 tarihleri arasında Britanya Başbakanı ve Dışişleri Bakanı olarak görev almıştır.
     
Azınlık İşçi Partisi-Liberal Partisi ortaklığı çok uzun sürmemiştir. Liberaller, Muhafazakârlarla anlaşmış ve 1924 yılında yeniden seçimlere gidilmiştir. İşçi Partisi oy sayısını bir milyon kadar arttırsa da 40 milletvekili kaybetmiştir ve ancak 151 milletvekili çıkartabilmiştir.
     
İşçi Partisi bir sonraki seçimler olan 1929 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştır. İşçi Partisi’nin bu ikinci iktidarı da Liberal Parti destekli kurulmuştur. Ancak o dönem dünyada hâkim olan ekonomik buhran bu hükümeti de olumsuz etkilemiştir.
     
1931 de partide bir bölünme oldu. MacDonald, Snowden ve J. H. Thomas, milli bir hükümet kurmak için Liberallerle ve Muhafazakârlarla birleştiler. Diğer işçi bakanlar ve işçi milletvekillerinin çoğu, Arthur Henderson'un başkanlığı altında bir muhalefet teşkil ettiler. 1931 seçimlerinde İşçi Partisi’nin milletvekilleri 52’de kaldı. Böylece 1935’deki seçimlere kadar ülkeyi Ramsey MacDonald’ın başında olduğu Milli İşçi Partisi (National Labour) – Muhafazakâr Parti – Liberal Parti koalisyonu yönetti. MacDonald bu koalisyona başbakanlık yaptı.
     
1935’de, Henderson'un ölümünden sonra, Partinin idaresine Lansbury getirildi. Fakat Lansbury'nin aşırı pasifizmi partinin siyasetine uygun düşmemiş ve Lansbury muvaffak olamamıştır. Attlee lider olunca, 1935 seçimlerinden sonra partinin üyeleri üç misli çoğaldı. 1939’da savaşın patlak vermesinden sonra işçi Partisi Chamberlain'in başkanlığında kurulacak bir koalisyona girmedi. Fakat 1940’da Churchill liderliğindeki koalisyonu kabul etti. Attlee, Bevin, Morrison, Greenwood ve Dalton gibi işçi ileri gelenleri kabineye girdiler.
     
MacDonald Hükümeti baştayken Türkiye ile birkaç münasebette bulunulmuştur ancak çok kısa sürelerle iktidarda bulundukları için oldukça sınırlıdır. 

Mesela Türkiye’nin 24 Temmuz 1923’de imzaladığı Lozan Barış Antlaşması'nı Birleşik Krallık 10 Nisan 1924’de imzalamıştır. Konunun meclise gelmesi ve tartışılmaya başlaması MacDonald’ın başbakanlığı sırasında gerçekleşmiştir.
     
Diğer bir olay ise 19 Mayıs 1924’de toplanan Haliç Konferansı'dır. Türk-İngiliz ilişkilerinin 1923-1926 yılları arasındaki en önemli parametresini Musul Meselesi oluşturmuştur. Lozan Antlaşması gereğince; Türkiye-Irak sınırını tespit etmek amacıyla Türk ve İngiliz heyetleri arasındaki görüşmelere 19 Mayıs 1924'te İstanbul'da başlanmış ve 5 Haziran 1924'e kadar devam etmiştir. Haliç Konferansı adı verilen bu görüşmelerde de tarafların görüşleri değişmemiştir. Aslında meseleyi, etkisinin fazla olduğu Milletler Cemiyeti'ne götürmek isteyen İngiltere, bu konferansta sonuç getirmeyecek bir yolu siyasi olarak tercih etmiştir. Örnek vermek gerekirse; İngiliz Heyeti, Nasturi Hristiyanları nedeniyle Hakkâri'nin de Irak'a katılması gerektiğini savunmuştur. İki taraf, Lozan'dan sonra 19 Mayıs-5 Haziran 1924 tarihleri arasında yapılan Haliç Konferansı'nda da anlaşamayınca, İngiltere tarafından Milletler Cemiyeti'ne sevk edilen Musul, 16 Aralık 1925'te İngiltere'nin mandası olan Irak'a bırakılmıştır. Haliç Konferansı'nda,  Türkiye Cumhuriyeti’ni Fethi Okyar, İngiltere’yi Sir Percy Cox temsil etmiştir.
     
İşçi Partisi, Atatürk döneminde İngiltere’de toplamda 3 yıldan biraz fazla bir süre ülkeyi yönetmiştir.
    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başarıda Şans mı Çalışmak mı Daha Etkili?

Az sonra okuyacağınız yazı, 2012  yılında sınıfımızda yapılan bir münazara yarışması için hazırladığım bir yazıdır. Münazara tartışma konusu "Başarı da şans mı çalışmak mı daha etkilidir?" .       Benim başında olduğum grubun savunduğu görüş şansın daha etkili olduğunu savunacaktı. Öğretmenimiz bana bunu savunmam gerektiğini söylediğinde "kesin yenildik" dedim. Çünkü inancım çalışmaktan yanaydı. Çalışmak konusunda daha ikna edici deliller bulabilirdim. Tabi bana düşen konuyu araştırmaya başlayınca konu hakkında daha çok düşünme imkanı buldum:       "Şansın sözlük anlamı talih, dil derneğine göre ise rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç. Günlük hayatta da çok kullandığımız bir kelime.       Konumuz bugün 'başarıda şans mı çalışmak mı etkili?'. Biz doğaüstü güç olan şanstan yanayız.       Aslında hayatımızı belirleyen en önemli unsurlardan biri şanstır denebilir. Günlük hayatta

Beylikler #3 - Germiyanoğulları Beyliği Tarihi

Adının Menşei              On üçüncü yüzyılın sonlarında Kütahya çevresinde kurulan bu beyliğin adı konusunda başlangıçta Kirman mı yoksa Germiyan mı olduğu şeklinde bir okuma farklılığı ortaya çıkmışsa da, sonradan Germiyan olduğu kesinleşmiştir. [1]              Farsça kökenli bir kelime olan “Germiyan”, Türk topluluklarından bir aşiretin adı olarak kullanılmıştır. [2] Germiyan aşiretinin adı genellikle kaynaklarda “Etrak-i Germiyan” [3] veya “Türkan-ı Germiyan” şeklinde geçmektedir. Germiyan adı bir grubun adıdır ve başka beyliklerde görüldüğü gibi grubun(beyliğin) başındaki yönetici ailenin adı değildir. Germiyan Türkleri bu ismi Malatya çevresinde oturmuş oldukları aynı adla anılan bir yer adından almışlardır. Zira Selçuklu devrinde, Malatya yöresinde bir yer “Germiyan” adıyla anılmaktaydı. [4] Germiyan, Türk aşiretlerinden bir aşiretin adı iken sonradan beyliğin ve ailenin adı olmuştur. [5]              Ancak Germiyan beyliğinin kökeni mevzusunda bir ba

Kütüphaneden #4 - H. C. Armstrong - Bozkurt: Ama Nasıl Bozkurt

Kısa Kitap Tanıtımı:       Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde doğduğu çevreden Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan zamanı anlatırken ikinci bölümün sonu da Samsun’a gitmeden önce son buluyor. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde Birinci Dünya Savaşı sonundan başlayarak, Kurtuluş Savaşı ve modern Türkiye’nin inşası için yaptığı çalışmaları anlatarak kitabını sonlandırmış.       Biyografi türündeki kitabın orijinal adı Grey Wolf ’tur. İlk olarak 1932 yılında yayınlandı. Atatürk’ün sağlığında yayınlanan ilk Atatürk biyografisidir. Ancak kitabın yurda girişi Bakanlar Kurulu kararınca yasaklanmıştır.       Kitabın yazarı Harold Cortenay Armstrong(1892-1943) İngiliz ordusunda yüzbaşı olarak görev almıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Yemen’de Türklerin eline esir düşerek Türkiye’ye getirildi. Savaş bitmeden kısa bir süre önce görevlilere rüşvet vererek Türkiye’den kaçmayı başardı. İngilizlerin İstanbul’u işgalinden sonra İstanbul’da görevlendirildi.  1923 yılında Türk